DİĞER
Basın danışmanı Zınar Karavil, Selahattin Demirtaş'ın hapisane günlerini kaleme aldı. Dipnot Yayınları tarafından bu hafta basılacak olan kitabın Sırrı Süreyya Önder tarafından yazılan önsözü ile Selahattin Demirtaş tarafından yazılan sonsözünü Tadımlık olarak sunuyoruz.
"Okuma-yazma bilmek bir şey, okur-yazar olmak ise başka bir şeydir. Cumhuriyet vatandaşlarına okuma-yazma öğretmiş, fakat onları okur-yazar kılamamıştır, çünkü alfabenin böyle bir misyonu yoktur. Sorun alfabe değişiminden daha köklü ve daha yapısaldır."
"Dönemin pek çok ünlü isminin parlak, bugüne dahi ses veren fikirlerle zenginleştirdiği bu anket, harf devriminden hemen sonra eski harfte kalan yahut Batıdan alınacak eserleri ve halkta okuma alışkanlığı yaratmanın yöntemini tartışıyor."
"Erpenbeck’in romanlarının odağındaki ana hikâyenin yanı sıra metin boyunca aktarılan küçüklü büyüklü hikâyelerin çoğunda, sınır kavramı çevresinde değerlendirmenin mümkün olduğu benzer meselelere temas edilir; bunlarla ilgilidir hikâyeler ya da bunların sorunsallaştırılıp didiklendiği bir yaklaşımla kaleme alınmışlardır."
"Okuma yazmayı bilmeden önce ebeveyni ona kitap seçerken, okuryazarlıkla birlikte çocuk kendi seçimlerini yapmaya başlıyor. Okumayı öğrenen çocuk bir eşikten geçiyor ve artık bir okura dönüşmeye başlıyor. Artık kendi edebi seçimlerini yapabilen 7-12 yaş aralığında öne çıkan kitapları sizler için derledik."
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Nahid Sırrı ve Fuat Ömer’in ilişkisine dair elimizde kalan tek şey Yaşar Nabi’ye yazdığı mektuplarda birkaç satır ve Selim İleri’nin bu satırların ilhamıyla romanına yazdığı bölüm
Nahid Sırrı, 1945-1960 yılları arasında Osmanlı Hanedanı ve devlet adamlarına dair üç yüze yakın yazı kaleme alır. Daha doğrusu, şimdilik bu kadarı bulunabildi
Stanford Üniversitesi'nden Burcu Karahan, Sabancı Üniversitesi Diller Okulu'ndan Engin Kılıç, Washington Üniversitesi'nden Selim S. Kuru ve Duisburg-Essen Üniversitesi'nden Hilmi Tezgör K24 için yanıtladı...
Laurent Mignon, David Selim Sayers, Sylwia Filipowska, Petr Kučera, Samim Akgönül, Burcu Karahan, Engin Kılıç, Selim Sırrı Kuru, Hilmi Tezgör dünyadaki Türkoloji bölümlerini yazdı...
Mutfak en temelinde kimlikle olan kuvvetli bağı üzerinden politik evrenle ilişkilenir. Bunu hem yerel, ulusal, sınıfsal, cinsel kimliklerle ilişkili olarak, hem de güç ve statünün ifadesi bağlamlarında düşünebiliriz
Kadın okur olmak bazen, kendini nehirde sürüklenir gibi romanın akışına kaptırmakla değil, dalgalarla boğuşmakla eş anlamlı olabiliyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.